Bu metin AKUT (Arama Kurtarma Derneği) tarafından hazırlanmıştır.
DEPREMDEN ÖNCE:
PLANLAYIN
Yaşadığınız / Bulunduğunuz mekanı inceleyin. Korunma için bulunacağınız
yeri ve muhtemel kaçış yolunu belirleyin.
Eğer bulunduğunuz noktadan kendinizi 10-15 saniye içinde bina dışına
çıkartacak ve güvenli bir açık alana ulaştıracak pozisyonunuz varsa, bu yolu saptayın.
(Bu yöntem sadece giriş altı, giriş ve 1. katta olanlar için geçerlidir.)
Deprem sırasında ilk 10-15 saniye binayı terkedebilmek açısından çok
önemlidir. Daha önce yaşanan depremlerden elde edilen istitastiki verilere göre, binalarda
yıkıma yol açan unsur, hissettiğiniz ilk sarsıntı değil, binanın rezonansa girmesidir. Bu
da size anılan süreyi kazandırmaktadır.
Bu süre içinde kaçma eylemini gerçekleştirebilecek bir yöntem bulduğunuz
takdirde, tatbik ederek zamanı saptayın. Böylelikle hem kesin kaçış sürenizi öğrenebilir,
hem bu süreyi daha da kısaltacak yöntemler geliştirebilirsiniz.
UNUTMAYIN
Kişisel kaçış zamanı ile, birilerine yardım ederek (eşiniz, çocuğunuz,
iş arkadaşınız ya da bir sakat) kaybedeceğiniz zaman çok farklıdır. Farklı senaryolar
geliştirmenizde ve süre tutarak denemenizde yarar vardır.
Kapı veya cam kenarında ya da bulunduğunuz yeri 10-15 saniye içinde
terkedebilecek bir mesafede iseniz, herhangi bir acil çıkış anında kullanacağınız güzergah
üzerinde size engel olabilecek saksı, masa, sandalye, koltuk, sandık ve benzeri unsurları
ortadan kaldırınız.
Bazı durumlarda ani bir acil çıkış olanağı yaratabilirsiniz. (giriş
katındaki camı kırarak dışarı çıkmak gibi). Bu cam kalın ya da sekurit (sağlamlaştırılmış)
olabilir. Bunu kırmak için bir yangın söndürme tüpünü kaçış yolu üzerinde
bulundurabilirsiniz. Unutmayın, vücudunuzda kesiklere ve yırtılmalara yol açmayı
engellemek için önce camı kendinize zarar vermeden kırmalısınız.
Binayı terk ederken mutlaka başınızı yüksekten veya tavandan düşen
nesnelerden (tuğla, kiremit, avize v.b.) korumalısınız. Bu aşamada yastık bir işe
yaramayacak, aksine çevrenizi görmenize ve sesleri duymanıza engel olacaktır. Bir kask
veya baret, bulamazsanız bir sandalye, bir tahta parçası, büyük ve kalın bir kitap işinize
yarayabilir.
Eğer binayı 10-15 saniye içinde terk edemiyorsanız, kesinlikle
merdivenlerden, merdiven boşluklarından uzak durunuz. Asansör bir tuzaktır. Kullanmayınız.
Yıkılan binalarda en yüksek oranda ölüm bu noktalarda meydana gelmektedir. Birinci kattan
daha yüksekteyseniz, atlamayı denemeyiniz. Yaşanan depremlerde ölümle ve ciddi
yaralanmalarla sonuçlanan olayların büyük bir bölümü yüksekten atlamayla ilişkilidir. Bunun
yerine yüksek binalarda yapılması zorunlu olan harici yangın merdivenlerini kullanınız.
Demir konstrüksiyondan inşa edilen bu merdivenler, binadan bağımsız olduğu için yıkım
darbesinden daha zor etkilenecek ve bağlı olduğu yerden kopması halinde, çeperlerindeki
kuşaklar nedeniyle düşme anında bir koruma alanı oluşturacaktır. Dahili yangın merdivenleri
koruyucu bir alan yaratmayacaktır.
Eğer bulunduğunuz bina depreme dayanıklı ve bulunduğunuz mekandaki masa
çelik veya kalın masif ahşap malzemeye sahipse başınıza düşebilecek eşyalardan sizi
koruyabilir. Ama tavan çökmesi halinde hiçbir koruyucu özelliği olmayacaktır.
ÖRNEK: Japonya’da öğrencilerin sığındığı masa altları.
Bu masalar aslında boğazları birleştirilmiş birer çelik kafestir. Bu
özelliği nedeniyle sıralar halinde masa bir arada düşünüldüğünde çöken tavanı karşılayıcı
ciddi bir direnç noktası oluşturmaktadır. Oysa Türkiye’de kullanılan basit tahta veya zayıf
sıraların böyle bir ağırlığı taşıyamayacağı kesindir.
Bir "Yaşam Üçgeni Alanı" yaratın. Masa, yatak altı gibi yerler yerine,
Ağırlık merkezi yere yakın çelik dolaplar (boyu uzunsa ve yapabiliyorsanız yana devirin),
para kasaları, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi nesnelerin yanına yatın ve cenin pozisyonu
alın.
UNUTMAYIN: Herhangi bir yıkılma anında bu nesneler belki ezilecek ama
asla yok olmayacaklardır. Yanlarında yaratacağı alan sizin yaşam üçgeniniz olacaktır.
Mutfak iyi bir saklanma ve "Yaşam üçgeni" yaratılabilecek uygun bir
ortamdır. Tezgah altında ve yanında yer alan fırın, bulaşık makinesi ve buzdolabı, bu
bölümün ezilme oranını en aza indirger. Ancak, set üstü dolaplardan dökülecek tabak,
çanak ve bardak gibi cisimlere karşı bir önlem alınması, rafların düşmesine engel olmak
için de duvarla olan bağlantılarının sabitleştirilmesinde yarar vardır.
Yaşanan depremlerden elde edilen veriler, mutfak ve banyoların en uygun
yerler olduğunu göstermektedir. Çünkü enkaz altında kalındığı takdirde, bu bölümlerde hem
yaşam üçgeni yaratabileceğiniz unsurlar vardır, hem de patlayan borulardan sızan suyu
içerek vücudunuzu crash sendromundan koruyabilme olanağı mevcuttur. Enkaz altında kalan
kişileri bekleyen en ciddi tehlike böbrek yetmezliği nedeniyle ortaya çıkan sendromlardır.
Bulunmamanız gereken bir yer de kapı pervazlarıdır. Kapı pervazlarının
taşıyıcı hiçbir özelliği yoktur. Çelik kapılara da güvenmeyin. Bunların da taşıyıcı
özelliği olmadığı gibi, hem tehlike anında kırılması mümkün değildir, hem de üzerinize
devrilme riski bulunmaktadır.
Depreme uykuda yakalandığınız takdirde, kullanmanız gereken 10-15
saniyelik süre bir hayli azalacaktır. Bunun için yatağınızın iki yanına 1 m3’lük tahta
sandıklar yaptırmanız ve içlerini kitaplarla doldurduktan sonra, kalın bir iple çevresini
sarmanız yararlı olabilir. Kitaplar da büyük bir ağırlık altında ezilmeyecek, sardığınız
kalın ip ise sandığın patlamasına engel olacaktır. Böyle bir hazırlığınız yoksa, yatağın
hemen kenarına ve yanına yan yatarak cenin pozisyonu alın.
DEPREM ANINDA:
UYGULAYIN
Deprem anında 10-15 saniye içinde bulunduğunuz binayı terk
edebiliyorsanız derhal kaçın, yoksa güvenli bir yer bulun.
İlk sarsıntıyı hissettiğiniz anda sakin olun. Paniğe kapılmayın.
Panik, sağlıklı düşünmenizi engelleyecek, hatalı, bilinç dışı hareket
etmenize yol açacaktır. Bilinçli düşünebilmek, hazırlıklarınızı felaket anında değil, daha
önce yapmanıza ve planlamanıza bağlıdır.
10-15 saniye içimde bulunduğunuz yerden bina dışına güvenli bir açık
alana çıkma olanağınız ve planınız varsa, bunu derhal önceki bölümde anılan önlemleri
alarak uygulamaya koyun.
Eğer binayı terk edemiyorsanız, daha önce belirlediğiniz yaşam üçgeni
alanına gidin ve yan yatarak cenin pozisyonunu alın.
Kesinlikle oradan oraya koşmayın ve ayakta durmayın.
UNUTMAYIN:
Yan yatarak cenin pozisyonu almanız, hem ellerinizle başınızı korurken
çevreyi görme ve gözlemleme şansı verecektir. Kolon, kiriş veya duvarlar bir anda
düşmeyecek, bu hareket belli bir sallantının ardından gerçekleşecektir. Bu da size son
dakikada da olsa vücudunuzu koruma şansı verecektir.
Herhangi bir şekilde enkaz altında ezilme durumu olduğunda vücudunuz bu
şekilde azami korunma olanağına sahiptir. İç organlarınızın büyük bir bölümünü ve
böbreklerinizden birini çalışır durumda tutabilmek için en ideal şekildir.
Enkaz altında öncelikle böbreklerin iflas ettiği bilinmelidir.
Depremzedelerin kurtarılması halinde bile, vücudunda onanamaz hasarların oluştuğu ve bu
nedenle ölüm olaylarının yaşandığı saptanmıştır.
Cenin pozisyonunun bir diğer özelliği ise, kurtarma ekiplerinin
kazazedenin bulunduğu bölüme en küçük bir gedikten de olsa ulaşması halinde, onu bulunduğu
yerden çıkartamazsa bile, elini tutmasına izin vermesidir. Saatler sonra bir dış yardımın
eline dokunması sayesinde, kazazedenin beyni hızla adrenalin pompalamaya başlayacak ve onu
yeniden hayata bağlayacak çok önemli bir köprü kurulmuş olacaktır.
Balkona çıkmaktan, merdivenden inmekten, asansöre binmekten kaçının.
Kolon ve kirişlerden de uzak durun. Bu arada, camlar kırılabilir, kitaplıklar devrilebilir,
mutfak dolaplarındaki tabak çanaklar dökülebilir. Bunları göz ardı etmeyin.
Hazırladığınız deprem çantasına ulaşmak için zaman harcamayın.
UNUTMAYIN:
Eğer o an elinizin altında değilse pilli radyo, fener, konserve yiyecek
ve içeceklerin bulunduğu çantaya ulaşmaya çalışmak, sakınmak ve korunmak için size gerekli
olan süreyi çalabilir.
DEPREM SIRASINDA ARAÇTA BULUNANLAR:
Yer sarsıntısını otomobilde, tünelde veya kapalı bir otoparkta
hissettiğiniz anda;
Paniğe kapılmayın.
Yolda iseniz, aracınızı yol kenarına çekip, binalardan, elektrik
direklerinden veya ağaçlardan uzakta durdurun.
Tünel içinde iseniz ve çıkışa yakın değilseniz, aracınızı durdurup
aşağıya inin ve yanına yan yatarak cenin pozisyonu alın. Aracınızın içinde durmayın. Aynı
yöntemi kapalı bir otoparkta iseniz aynen uygulayın.
UNUTMAYIN:
Araç içinde olduğunuz takdirde, üzerinize düşen bir parça ile ezilme
riski taşıyorsunuz. Oysa dışına çıkıp, yanına yattığınız takdirde, üzerinize yıkılacak
tavan, tünel gibi büyük kitleler aracı belki ezecek, ama yok etmeyecektir.
DEPREMDEN SONRA:
Deprem sonrasında nasıl davranacağınız önemli.
Paniğe girmemek, fısıltılara kulak asmamak, kurtarma çalışmalarına
katılmak gerekiyor.
Deprem öncesi önlemlerinizi aldınız ve depremi az ya da çok hasarla
atlattınız. Bu kez başka sorumluluklar sizi bekliyor. Ön koşul paniğe kapılmamak, uyanık
ve hızlı davranmak.
Eviniz hayatınıza zarar vermeyecek ölçüde hasar görüp, sizin dışarı
çıkmanıza izin veriyorsa, binayı terk etmeden önce çevrenizdeki seslere kulak verin. Bu
sesler, sizden çok daha zor durumda olan insanlara ait olabilir. Sese olan yakınlığınız
sayesinde binanın dışından yapılacak bir yardımdan çok daha hızlı bir şekilde göçük
altındakileri hayata kavuşturabilirsiniz.
Kalabalık mekanları boşaltırken sakin olmak, hasarı en az ölçüde
atlatmak açısından önem taşır.
Toplu ve düzenli hareket bu safhada çok önemlidir. Binaların dışına
çıktığınız andan itibaren de kurtarma çalışmalarına katılmak gerekir. Verebileceğiniz
küçücük bir destek, bir insan hayatı, daha büyük yardımlar birden çok insanın hayatı
demektir.
Felaket sonrası olası karmaşa ortamı için dikkatli olunmalı. Özellikle
de söylentilere, dilden dile dolaşan deprem fısıltılarına yenilerini eklememeli ve kulak
asmamalıyız. Bu tür söylentilerle, Marmara Depremi’nin ardından da yaşandığı gibi halkta
daha büyük panik oluşturduğunu ve normal yaşamın bir türlü geri kazanılamadığını gördük.
Sükunetinizi koruyun.
Durumunuzu değerlendirin. Yaralı olup olmadığınızı belirleyin.
Bulunduğunuz yapı yıkılmamışsa, kontrollü, hızlı ve dikkatli bir şekilde
binayı terk edin. Hemen ardından gelebilecek bir artçı şok, o ana kadar yıkılmamış, ancak
taşıyıcı elemanlarına zarar vermiş olan binayı yıkabilir.
Sarsıntı anında merdivenler bağlantı yerlerinden ayrılmış, tavandan
dökülebilecek sıva, beton parçası olabilir. Binadan ayrılırken kapıları dikkatli bir
şekilde açın, bu gibi tehlikelerden sakının ve başınızı koruyun.
Eğer enkaz altında iseniz;
Kıpırdayacak durumunuz varsa ve kesin bir çıkış yolu görebiliyorsanız
hareketlenin. Aksi takdirde pozisyonunuzu koruyun ve sakin olun. Fazladan her çaba, size
gelecekte gerekli olacak enerjiyi ve suyu tüketecektir.
Dışarıdan bir müdahale sesi duyana kadar bağırmaya çalışmayın. Bu
enerjinizi zamansız tüketmenize yol açacaktır. Bir ses duyduğunuzda cevap verin ve
pozisyonunuzu anlatmaya çalışın.
İlerleyen saatlerde dışarıya ses verebilecek bir ses kaynağı yaratma
yolu bulun. Tencere benzeri bir metale vurulacak bıçak sapı, sert bir yüzeye
vurabileceğiniz diğer sert bir cismin olup olmadığını kontrol edin. Çünkü saatler
geçtikten sonra böyle bir şey edinme gücünü kaybetmiş olabilirsiniz.
Kurtarma ekipleri, olay yerine ulaştıklarında bakacakları ilk yer
enkaz üzerinde kabarmış bölgelerdir. Kabaran bu bölgeler muhtemel yaşam üçgenlerinin
olduğu noktalardır. (Buzdolabı, bulaşık ve çamaşır makinesi, çelik para kasası, demir
dolap v.b.) Böyle bir pozisyona sahipseniz, ilk ulaşılacak kurtarma bölgesindesiniz
demektir.
DEPREM SIRASINDA :
Deprem sırasında eğer dışarıda bulunuluyorsa ; bina, direk, reklam
panosu, duvar gibi devrilebilecek materyallerin uzağında durmak gereklidir. Herhangi bir
nesnenin (araba , balkon..) altına girmek Çok sakıncalıdır. Deprem bitene kadar açık alanda
beklenmelidir.
Eğer bina içinde bulunuluyorsa, en güvenli yerler : ev yıkıldığında
bizim yaşamamız için gerekli yer kalmasını sağlayacak sağlam ve büyük eşyaların yanıdır.
Anne karnındaki pozisyonda yatmak gereklidir. Bunun söyle bir yararı vardır: Bina
çöktüğünde çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, mutfak tezgahı , büfe ya da büyük kanepe
gibi eşyalar çökme sonucu tavanı bir miktar tutarak küçük bir alan yaratırlar. Bu alan
bir insanın yasaması icin yeterli olabilmektedir. Ancak çok önemli bir nokta evde belli
dönemlerde deprem tatbikatının yapılması ve deprem sırasında nerede ne koşulda olursak
olalım hiç düşünmeden doğru olan yere en kısa surede ulaşma yollarının planlanması
gerekmektedir! Eğer bu yol üzerinde engel teşkil edecek eşyalar varsa kaldırılmalıdır.
Kapı altında durmak, masa yada yatak altına girmek çok sakıncalıdır. Zemin ve birinci
katlar riskli katlardır, deprem sırasında 5-6 saniyede mekan terk edilebiliyorsa mutlaka
terk edilmesi gereklidir.
Depremden önce yapılacak birkaç basit hazırlık depremden sonraki zor
yaşantımızı çok kolaylaştırabilir. Örneğin aracımızın bagajında; bir çadır, uzun müddet
bozulmayan yiyecek ve içecekler, fener, ilk yardım malzemesi, giysi, telsiz, battaniye,
sıhhi malzemeler gibi eşyaların bulunması organize yardımın gelmesi için gerekli olan 3- 4
gün boyunca bizi çok rahatlatacaktır.
Unutmayın ki deprem her zaman biz evdeyken olacak demek değildir.
Gündüz evimizden kilometrelerce uzakta iken deprem olduğunda eve dönmek için İstanbul gibi
bir metropolde arabanızı kullanamayacağınızı hatırlatmak isteriz. Yolların büyük bölümü
yıkılacak yada enkaz yığınlarından kullanılamaz hale gelecektir. Sağlam ve kullanılabilir
durumdaki yollar ise trafik yoğunluğundan kullanılamaz hale gelecektir! Bu durumda
saatlerce yürümek, yakınlarımıza ulaşmanın tek yolu olacak. Spor bir ayakkabı, rahat
birkaç giysi ,yağmurluk bu uzun yürüyüşü daha mümkün kılacaktır.
Kobe depreminde yasanmış olduğu gibi bir başka büyük tehlike de,
depremden sonra çıkacak olan yangınlardır. Kobe'de depremden ölenler kadar depremden
sonra çıkan yangınlarda ölenler de çok fazladır. Eğer depremde evimiz yıkılmadıysa eve
girip doğalgaz , elektrik, LPG tüpü gibi sistemleri ana vanalarından kapatmak gereklidir.
Bunun dışında salgın hastalıklar, yiyecek ve içecek kıtlığı, sel ve artçı depremler gibi
ana deprem sokundan sonra devem eden tehlikelere karsı da mutlaka önlem alınmalıdır.
|