bayrak rerdem online   Rüşdi ERDEM Kişisel Web Sayfası x

6-7-2025

Sözlük İnsan Bilgi ASP Resimler Tespitler Yazılar Denizli Eğlence Mesaj
Geri

Tuzlu Kahve

    Kıza bir partide rastlamıştı... Harika bir şeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen delikanlının davetine şaşırdı, ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti..
    Hemen köşedeki şirin cafeye oturdular. Delikanlı öyle heycanlıydı ki, kalbinin çarpıntısından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı... Ben artık "gideyim" demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.. "Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. Kahveme koymak için.. Yan masadan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı kahveye tuz.. Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı. Kız garip bir ağız tadınız var dedi... Delikanlı anlatmaya başladı. Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum... Annemler hala o deniz kenarında oturuyolar.... Onları ve evimi öyle özlüyorum ki... Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı.. Evinini düşünen, evi arayan, sakınan biri olmalıydı... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya başladı.. Onun da evi uzaklardaydı... O da ailesini anlatı. Çok şirin bir sohbet olmuştu.. Tatlı ve sıcak.. Ve de bu sohbet öykümüzün başlangıcı olmuştu tabii..
    Buluşmaya devam etiler ve her güzel öyküde oldu gibi, prenses, prens evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zeman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu... Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü.. 40 yıl sonra adam dünyaya veda eti. "Ölümümden sonra aç" diye bir mektup bırakmıştı.. Sevgili karısına. Söyle diyordu satırlarda..
    Sevgilim bir tanem Lütfen beni affet.. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söledim.. Tuzlu kahvede... İlk buluştumuz günü hatırlıyor musun? öyle heyecanlı ve gergındımkı, şeker diyeceken "tuz" çıktı ağzımdan... Sen ve herkes bana bakarken, degiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sonra gerceği anlatmayı defalarca düşündüm. Her defasında korkudan vaz geçtim.. Şimdi ölüyorum ve korkmam için hiç bir sebeb yok..
    İşte gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil tat... Ama seni tanıdığım o andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum.
    Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden ve seni yeniden, tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...
    Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı... Lafı açıldıgında bir gün biri kadına "Tuzlu kahve nasıl bir şey" diye soracak oldular.. Gözleri nemlendi yaşlı kadının "çok tatlı!" dedi.