bayrak rerdem online   Rüşdi ERDEM Kişisel Web Sayfası x

20-4-2025

Sözlük İnsan Bilgi ASP Resimler Tespitler Yazılar Denizli Eğlence Mesaj
Geri

Baban Öldü Ortak

    Tekstil işiyle uğraşan iki ecnebi ortak, yaşadıkları ülkede bir piyasa araştırması yaparlar. Amaçları bir sonraki sezona herkesten önce hazırlanmaktır. Araştırmaları sonucunda o sene haki renkteki kumaşın moda olacağını öğrenirler. Bütün varlıklarını paraya çevirip piyasadaki ne kadar haki renkte kumaş varsa hepsini satın alırlar. Ortakların depoları farklı tonlardaki haki renkli kumaşlarla dolar. Ve ellerini ovuşturarak gelecek müşterileri beklemeye başlarlar. Sezon başlar, yarılanır, bitmeye yüz tutar. Ancak ne vitrinlerde haki renkte tek bir giysi vardır ne de haki renkte elbise satmaya niyetli birileri. İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdir. Dertli dertli oturuyor kafa kafaya veriyor, hatta böyle bir uyanıklık yaptıkları için kafalarını duvarlara vuruyorlardır. Bıçağın kemiğe dayandığı bir gün iş yerlerinin kapısı üniformalı bir subay tarafından aralanır. Müşterinin rütbesi albaydır.
-"Siz de, haki renkte kumaş var mı?" diye sorar müşteri. Ortaklar bir birlerine bakar kulaklarına inanamazlar. Acemi çıraklar gibi ikisi birden atılırlar.
-"Evet albayım, dilediğiniz kadar hem de." Albay, dikkatle raflardan indirilen kumaşları inceler. Hiç ummadıkları bir konuşma yapar ardından da.
-"Çok beğendim, bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptıracağız. Ancak tabii ki benim tek başıma beğenmem yetmez. Generalimin de oluru lazım. Bana bir parça numune verin birliğime götüreyim. Yarın öğlen 12'ye kadar telgraf çekersem kumaşınız beğenilmedi anlamına gelir. Eğer telgraf gelmezse kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz. " der ve geldiği gibi usulca ayrılır dükkandan.
O gece bitmek bilmez kafadarlar için. Sabaha kadar sohbet ederler. Kimi zaman ümit dolu hayaller kurarlar. Kimi zaman 'ya iptal olursa' diye iç geçirirler endişeyle. Ertesi gün saat 11:00 olur. 11 buçuk olur. 12'ye çeyrek kalır. Postacı yolda gözükmemektedir. Tam ümitlenmişlerdir ki postacının köşeyi döndüğünü görürler.
-"Belki bize gelmiyordur" diye devam ettirmeye çalışırlar ümitlerini ancak bu hal korktuklarının başlarına gelmesine engel olmaz. Postacı gelir kapıyı açar içerir girer ve telgrafı ortaklardan nispeten genç olanına uzatır. Kağıdı alan genç adamın gözleri bir anda sona kadar açılır ve sevinçle koltuğa yığılmış arkadaşına seslenir.
-"Müjde Dostum, baban ölmüş!"